top of page

Korkuya Dair

Güncelleme tarihi: 20 Kas 2020

Siz eşiğin hangi tarafındasınız? Belki de yaratıcı, üretken yolculuğuna başlamış ve onu devam ettirmeyen; belki organize olmak ya da olmamak arasındaki döngüde kalan, belki bir sonraki görünürlük aşamasına geçmeyen, kendi yetkinliğine inanan ve ya inanmayan... İşte yaşam hep bu zıtlık ve eşiklerden ibaret. Her eşik bir sonrakine açılan bir başlangıç kapısı. Bazı zamanlarda bu eşikte tozlanmış bir vazo gibi atıl ve durağan kalıyoruz. Birçok bahane ile tozlarımızı üzerimizden atamıyoruz. Buna yeltenmiyoruz ve alışkanlıkların ardına sığınabiliyoruz. Ben kalbimle görüyorum, bir sonraki adımımda benim için açılacak yeni bir yol olacak. Bu yoldan gitmeyi seçiyorum. İçimde korku da olsa. Sizin korku ile yüzleşme alışkanlığınız nedir? Kaçıp gitmek mi, orada kalıp onu dengede karşılamak ve gerekeni yapmak mı? Ustalar der ki; spiritüel yolcuğunuzda ne kadar ilerlediğiniz, yaşamda neler yarattığınız ile ilgili.. Sevgi dolu bir ilişki, kendinizi ifade ettiğiniz bir iş, para akışındaki rahatlama... Yaratım enerjisinden bunlar oluşur, hepsi de niyetin, enerjinin ve emeğin karşılığı olarak gelir. Bu konularda gelişim üzerine yazılar yazmamın sebebi, insanın doğasında gelişim olması ve eğer gelişim olmazsa yaşamın belirli bir manevi olgunlukta yaşanamayacağına inancım. Sorumluluk almadan gelişim mümkün değil. Korkumuzun bile sorumluluğunu almak ve üzerine düşeni yapmak bu yola açılan kapı. KISA BİR HİKAYE PAYLAŞACAĞIM (Gerçek bir hikayeden ilham ile)

“Korkunun ötesinde bir varlık olduğunu hisset"

01 KORKU İLE YÜZLEŞME "Görünmekten, hata yapmaktan, en iyisi olamamaktan, başaramamaktan, doğru yapamamaktan korkuyorum" dedi bir ses içimden. Karanlık bir yüzü vardı içimdeki sesin, beni elleri ile tutup odamda tutmaya çalışıyordu. Yeni bir yere girmemi istemeyen bir yanı vardı. Ben ondan küçük müydüm, yoksa daha büyük mü? İçimdeki ruhum, özüm ondan üstün müydü? Buna karar vermem gerekti. Bilinçli bir şekilde. Ben gitmek istiyordum, o eşikten geçmek, korku bana "kal" dedi. "Bu karanlık oda tam da sana göre." Biliyordum, çıkmazsam büyüyemeyeceğim. Soru soracak, danışacak biri kalmamıştı. Bu yalnız verilen bir karardı; kendin için sorumluluk almak. 

KENDİME DOĞRU GİDİYORUM Bir an boşlukta kaldım. Korku ile yaratım arasında, ilişki kurmak ve kurmamak arasında, risk alıp almamak arasında. Korku hep orada, yanımdaydı sanki. Görünmeyen bir yerden baskı kuruyordu. Boşluk anı, çok güzel bir an. Kendini ateşe de atabilirsin, yüksek bir vadide denize de atlayabilirsin o anda. Bu boşluk, korkuyu görmememi sağladı ve bilinmezliğe adım attım böylece. Her seferinde yeni bir şey yapmadan, korkuyu, beklentiyi ve endişeyi o boşluk anlarımda dinlemeyi bıraktım. Sonra akışa ve elinden geleni yapıp bırakma teslimiyetine geçtim. Hayırlısı... eski dostum "Korku".. Sen hep oradasın biliyorum ama artık ben eskisi kadar seni yakın bulmuyorum kendime. Başka birine dönüşmeme izin ver, tabii önce ben izin vermeliyim buna.

03 sen neredesin? Ben buradayım şimdi. Boş ve özgür bir alan burası. Peki sen neredesin? Karanlık odanda korku ile sohbet etmeye devam mı? Yoksa çıkmaya niyetin var mı? Eğer çıkarsan oradan yoldaş, destek olabiliriz. Hani derler ya, kadınlar birbirine destek olsun diye... Kendine önce sen destek olacak mısın oradan çıkmak için? İlk başta bu karar verilen, yalnız ve içsel bir yol. Sen neredesin? İlişkilerde de, işte de, parada da hangisi yönlendiriyor seni? Eski bir dost mu, yoksa ondan üstün olan içsel gözlemci mi?


41 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page