Şehir ışıkları, gürültü ve koşusturmasının içinde nefes almak için doğal bir ortam arıyorum. Bazen eve yakın bir park, bazen de bir inziva ile kendimi dinleyebileceğim alanlar yaratabildiğim için şanslıyım.
Doğada geçirdiğim ve ya inzivadan döndüğüm zamanlarda ise, olduğum ortamların enerjileri arasındaki fark çok açık. Rekabet ve kuralcı bir ortamın yanında, huzurlu ve bütün ihtiyaçlarının karşılanacağını hissettiğin bir doğa. Bir yandan pazartesi sendromu yaşayan insanlar, bir yandan her günü kutlayan doğa ve o doğanın tadını çıkarabilenler. Her şehirli pazartesi sendromu yaşamasa da, bu da normalleşen bir şikayet tutumu.
Bir yandan seviniyorum. En azından dünyada karanlık varken, aydınlık bizi hiç bırakmıyor. Ne doğa ne de içimizde duyduğumuz dişi enerjinin uyanışına olan özlem. Farkındalık çalışmaları yapılıyor, kadınlar farklı bir hayatın olabileceğini hatırlıyor, sürdürebilir yaşam hakkında bilgiler ediniyor, yoga öğretilerini takip ediyor, nefes egzersizleri yapıyor. Daha sonra ailelerine bu yaşam tarzlarını aktarıyor kadınlar. Yavaş ve derinden, disi enerji, daha verimli ve saglıklı yaşam calısmaları, hayatımıza sızıyor.
Dalai Lama, batıdaki kadınların dünyayı kurtaracağını söylemiş. Bizlerin bu öğretileri uygulayıp, diğer insanlara aktarmamız artık sosyal medya sayesinde çok kolay. Sosyal medyadaki ifade özgürlüğü, dünyanın diğer ucundaki bir kadını etkiliyor. Yoga yapan anneleri görüp motive olabiliriz, şifa çalışmaları yapan kadınları görüp, bu konuları derinlemesine araştırabiliriz, bitkilerle, doğal kozmetikle, dansla yaşam enerjisini aktaran kadınları görüp ilham alabiliriz.
Yeni bir yaşam tarzı geliyor. İçimizde yaşadığımız feminen ihtiyaçlarımız temelinde olacak şekilde yepyeni bir yaşam tarzı. Hem de daha önce kadınların ayaklanmış olduğu agresif bir tutumla değil, maskülen ile iş birliği yaparak, daha ruhsal bir ayaklanma bu.
İşini sevmeyip de kaç kişi özlemlerinin peşinden gitmeye çalışıyor?
Kaç kişi kendini daha çok ifade edecek yollar arıyor?
Kaç kişi daha az tüketmeye başladı?
Hepimizin içindeki dişi enerji çağırıyor, büyüyor ve içimizden çıkmak istiyor. KOVA çağındayız. Zamanın ruhunun getirdiği budur;
İçimizdeki özgür dişinin yükselişi İfade ve iletişim Yeni yaşam tarzlarının yaratılması
Heyecanla bekliyorum, bizlerde ve etrafımızda ne gibi değişimler olacak...
