Uzun zaman doğrusal bir çalışma sisteminde çalıştığım için, sanki hayatım her zaman öyle olmalıymış gibi düşündüm. 9 ve 6 arası belirli saat dilimlerinde ara vererek çalışmalıydım. Ancak bu şekilde bir düzenle verimli olabileceğime inandım. Hatta uzun zaman kendime dinlenme araları verdiğimde, suçluluk hissettiğim oldu. Derinde bir yerde "şu anda dinlenmeyi hak etmiyorum" düşüncesi geçiyordu belki de. Ancak, gün içerisinde bedenimin, zihnimin dinlenmek istediği, yaratıcılığa alan açtığım dakikaları hep bu şekilde kaçırdığımı fark etmeye başladım.
Bugün evden çalışırken arayan arkadaşımı dinlemek için uzunca zaman ayırıp, akşamüstü kendimi halsiz hissettiğimden bir mum yakıp, bir sıcak banyoya kendimi bırakmam yüzümü gülümsetti. Bu deneyimi sizinle paylaşmamın sebebi, bugün bir anda yaşadığım farkındalık. Bizleri bu düzende çalışma zorunluluğuna iten, hatta biraz keyif ve bedensel dinlenme süreci yaşarken suçluluk hissettiren nedir? Dinlendiğimizde neden suçlu hissederiz? Ya da çalışılması gereken saatlerde çalışmadığımızda? Ya da bazen tembel olmak istediğimizde? Ya da eğer çalışmıyorsak, ev ile ilgili sorumlulukları yapmadığımızda? Çalışkan, düzenli ve disiplinli biri olsam da, kendi seçtiğim verimli zaman diliminde çalışabileceğimi, istediğimde dinlenme özgürlüğüm olduğunu hep hatırlatıyorum kendime. Kendi seçtiğim bir hayatı yaşamayı seçtiğimi hatırlatıyorum kendime. Bu bizlere dayatılan düzen içinde, bedenimizi dinlemediğimiz ve bir dostumuz ile konuşmayı ve yaşamı erteleyeceğimiz bir düzeni seçmiyorum. İçsel olarak bu satırları okurken sizler de kendiniz için nasıl bir düzen seçtiğinizi düşünün isterim. Bir robot gibi mi, sürekli çalışıyor halde mi, zamanı sürekli değil verimli kullanmayı mı, bir kadının yaşamak isteyeceği konforları ve ritüelleri gününüze katarak mı... Bizler kendimizi seçersek, bütün dünyada yer alan ve bizlere nasıl olması gerektiğini söyleyen düzeni dönüştürmüş olacağız. Belki de köleliği, insan bedenine uyumlu olmayan yaşam şekillerini dönüştürmüş olacağız. Çalışmak dünyanın en güzel şeyi ama bununla uyumlu bir dinlenme sürecini kendimize tanımak da öyle.
Daha çok değil, daha verimli ve döngüsel yaşamayı öğrenmeliyiz. Ne dersiniz?
Bu vesile ile sizlere demlediğim ıhlamur çayını paylaşmak ve buradan güzel kokusunu ve hissini aktarabilmek istiyorum. Sevgilerle,
Pandemi donemi öncesinde hayal ettiğim, iç geçirdiğim çalışma düzeni tam da tasvirlediginiz çalışma ortamiydi ve pandemi ile birlikte zorunlu olan evlerden çalışma benim için keyfe dönüştü, gercekten ne buyuk bir ayrıcalıktır zamanı yönetmek, ellerinize sağlık çok bana dokunan bir yazı bu