top of page

Hamilelik & Hikaye Anlatıcılığı

Hamilelik hakkındaki yazılarımı anlık duygusal yükümü boşaltmak için değil de, her zaman ümit yaratacak yazılar olması niyetiyle yazıyorum. Bunu önceden belirtmek isterim.


Hamileliğin yedinci ayının içinde, kadın olmaya dair bambaşka bir açılım yaşadığım, kendimin bazen hiç görmediğim hallerini gördüğüm, birçok korkumla yüzleştiğim bir ruh halindeyim ve sadece ultrason fotoğrafına bakıp gözlerimin dolduğu bir ufaklık var içimde. Sevgisi şimdiden hayatımı sardı. Tabi ki yaşayacaklarıma duyduğum sorumluluk duygusu ile beraber.


Tabi ki hormonların ve fiziksel değişimlerin etkisiyle, bazen uykusuzlukla, bazen duyduklarımla, bazen doktorun söylediği bir kelime ile, bazen bir yakınından beklediğin ilgiyi göremediğinde.... belki azıcık tepki verecekken şimdi her şey gözünde çok daha büyük olabiliyor.


Bu zamana kadar rahat bir hamilelik geçirdim genelde. Mutlu, huzurlu, neşeli... İlk aylarda bile, bazen çalkantılı alışma sürecinden geçerken, yine de genelde mutluydum. Anlık gelen kaygılar, endişeler tabi ki oluyordu ama eşim, annem hep yanımdaydı manevi olarak.


Şimdi geriye dönüp baktığımda, yapmasaydım dediğim en önemli şey, insanların deneyiminden bu kadar etkilenmemeyi başarabilmek olurdu. Bu her konuda benim karakterim değil tabi ki, ama hassas ve belirsizlikle dolu bir dönemde daha fazla etkilenilebilir. Bunu dürüstçe kabul ediyorum. Örneğin yıllarca meditasyon yapan bir insandan, meditasyon öğreniyorsunuz. O size, kendi deneyimini, meditasyon sırasında yaşadıklarını aktarıyor ve siz, o insanı o konudaki otorite olarak görüyorsunuz. O otorite olduğunu düşündüğünüz kişinin bile farklı motivasyonları olabilir. İyi bir meditatör olduğunu göstermek, başarılı bir eğitmen olmak, ego, gerçekten deneyimi o şekilde algılayan bir yapıda olması gibi...


Annelik, hamilelik de hiç bilmediğiniz bir yol olduğundan, çevrenizden öğrenmek istiyorsunuz. Süreciniz için bazen ister istemez bir otorite arıyorsunuz. Kitaplar okuyorsunuz, sosyal medyada saniyelik olarak gördüğünüz videolarla anne olmak, hamile olmak konusunda fikirler yürütmeye çalışıyorsunuz. Kendi deneyiminizi başkalarınınkinde aynalayıp, kendinize pay çıkartıyorsunuz. Tüm bunlar olurken an kaçıyor, odaklanacağınız şey adanmışlık ve sevgiyken, "zorluk" ve "mücadele" haline gelebiliyor. Çünkü bu kelimeyi çok sık duyabiliyorsunuz. Size kendi deneyimini aktaran kişinin, o anlık hisleri olup olmadığını, motivasyonu ne olduğunu bilmeden dinleyici ve alıcı oluyorsunuz. İşte kendimi bu türbülansa iyice kaptırmıştım geçtiğimiz hafta.


3-4 gündür türbülanslı bir süreç geçirdim içsel olarak. Bunun mantıklı sebepleri olmasının yanı sıra, en büyük sebepleri, başkalarının negatif konuşması ve deneyimi oldu. Hamilelik, annelik ve doğum süreci maalesef filtresiz bir paylaşım alanı.


Hikaye anlatıcılığı çok önemli.

Bizim devrimiz hikaye anlatıcılarının devri. Markalar, sosyal medya ve birçok araçlar ile... Bize ihtiyaçlarımızı söyleyen, zorluklarımıza isim takan ve sonra onun çözümlerini sunan bir pazarlama ortamı var. Geniş resmi göremediğimiz her an, başkasının hikayesinde bir role yakıştırıyoruz kendimizi. Kendi gerçek hikayemizi unutuyoruz.

Ben de unuttum bir süre.

Kaptırdım kendimi öylesine...

Bir resme, bir isme, bir bakış açısına.

Kim olduğumu unuturak, gücümü unutarak.

Bugün aklıma daha önce yaptığım pratikler geldi. Bir süredir aksattığım mantraları, nefes pratiklerini tekrar hayatıma almak iyi olacak. =)


Bu yazıyı hem hassas dönemden geçenler için, hem de kendini hangi hikayede gördüğünü hatırlaman için yazıyorum. Daha doğrusu kendime hatırlatmak için. Umarım bu yazı bana hatırlatıcı olur, tekamül sürecimde bu öğretiyi hatırlarım hep. Sizlere de ilham olur.


Yazının altına sizler de deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz.










121 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page