top of page

KADIN OLMANIN GÜCÜNÜ KEŞFETMEK

Kadın olmanın çok çeşitli portallarını hepimiz günlük hayatımızda deneyimliyoruz. Bazen çocuk gibi, bazen kadınsı, bazen iş kadını, bazen heyecanlı, sezgisel, durgun... Tüm bu duyguları deneyimlerken, içimizden yüzlerce enerji çıkıyor, hayatın içine akıyor. Bazı hisler ve oluş halleri ise toplum tarafından karşılanması zor haller. Örneğin özgür bir kadının, kendi istediğini yapan, klasik tanımlara uymayan bir kadının toplum tarafından korkulmadan anlaşılması zor. Ne de olsa, birkaç yüzyıl evvel, kadınlar kendi şifa güçlerini eline aldıkları için, özgürce cinsellik yaşadıkları için cadı olarak adlandırılıp yakılmış Avrupa'da. Bunun gibi bir çok olay, kadınlara "çenelerini kapalı tutmayı", soru sormamayı, sorgulamamayı ve korkmayı öğretiyor. Çenesi kapalı olanın da fizyolojik olarak rahmi rahatlayamıyor aslında. Ben de burada, sesimizi kullanabilmeyi hatırlamak ve hatırlatmak istiyorum.


Benim için hamilelik süreci, anneliğe geçiş süreci içimdeki sayısız gücü keşfetmeyi sağladığım bir süreç olarak geçiyor. Hormonların da etkisiyle hayatınıza bakış açınız, etrafınızdakilere bakış açınız değişiyor. İçinizde hem çok güçlü hem de çok kırılgan duygular aynı anda barınabiliyor. Bir tünelden geçiyorsunuz. Geçmişiniz, geleceğiniz ve şimdiki anınız iç içe geçmiş gibi, hepsini taşıyorsunuz kalbinizde. Ve güzel yanı da şifalandırıyorsunuz süreç boyunca.


Doğum ve sonraki dönemin endişesi, ilişki ve ev içi düzen, işe zaman ayırma, yeni hayata geçiş istemeden vücutta stresi ve adrenalini arttırabiliyor. Tüm bunlar olurken çıkış yolunu okumak, öğrenmek ve bazen de sessizlikte iç sesini duyarak bulabiliyor insan... Geçen hafta sonu bir doğuma hazırlık eğitimine katıldık eşimle birlikte. Reklam olmasın diye paylaşmayacağım ismini. Ama bedenime bir kadın olarak bu kadar güvenme ve güç duygusunun geldiğini hatırlamıyorum. Gücün büyük bir kısmı, rahatlamaktan ve bu konuda bilgiden de geliyor. Bilgi rahatlamayı getiriyor.


Soru sorduğunuzda sizi geçiştiren doktorlar, hastanelerin sıradan prosedürleri, özen gösterilmeyen anneler, duygusuz yaklaşımlar, doğru ve rahatlatıcı bilgi almanın zorluğu, doktorların dili, korku kültürünü büyütmek bizleri gerçek şifadan ve kendi gücümüzü ele almaktan nasıl da alıkoyuyor. Bu eğitimde kadın bedenine dair çok şey öğrendim. Doğum süreci konusunda bilgili olmanın, anneliğe bakışı ve dolayısıyla bebeğinizle olan ilişkinizi bile etkileyebileceğini öğrendim. Hatta şimdi sorguluyorum, belki de doğumu zor yapan şey, yeterince bilgili olmamak, yeterince destek alamamak, yeterince oksitosin hormonu salgılatacak alanların yaratılmaması. Medyanın bize aktardıkları da buna dahil.


Hamilelik hayatınızda geçirebileceğiniz hassas dönemlerden biri.

Size iyi hissettirmeyen, iyi gelmeyen şeyleri artık geride bırakıp, yeni hayata ve dönüşüme adapte olma süreci. Ne de olsa, artık yeni nesili yetiştirmeye hazırlanıyorsunuz. Kendi bilinçaltınızı arındırmak, temiz bir sayfa açmak ve anneliğe huzurla hazırlanmak bence bebeklerimiz için yapabileceğimiz en güzel şey. Ve tabi ki, içinizdeki kadının gücü gerçek hayır diyebildikçe, soru sorma gücünü elde ettikçe, otorite ile olan ilişkilerimizi gözden geçirip düzenledikçe artıyor.


Sevgilerle,

Estel



Görüşmek üzere ....





120 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page